3 May 2010

rüya

o bulut benim aslında
dedim ve sustum,
saçmalamanın saçma kısımlarında dolaşırken...
neyi neden söylediğimi,
bir anlamı olup olmadığını,
sen hep bilirdin zaten...
yağmur yağdırmaz o bulut,
bak nasıl kızıla çalıyor dedin.
ya yağdırırsa diye inledim...
gökkuşağı çıkar o zaman;
belki çıktığı yeri bulur
alırız kazandaki altınları dedin,
ayışığını kıskandıran gülümsemenle birlikte.
cüceleri de görür müyüz? diye sordum
hafifçe gamzelerimi çıkartarak...
"carnavale"de ki cüce olmaz ama
hayal kurma boşuna dedin,
ya olursa diye mırıldandım.
sustun...

"rüyamda;
papatya dolu yemyeşil bir kır vardı,
ayaklarım çıplak oradan oraya koşuyordum
sen motorunun yanına oturmuş
bana papatyalardan taç yapıyordun
ama ben yine sana kızıyordum
neden benimle koşmuyorsun diye."

papatyadan taç nasıl yapılıyor? diye sordun.
"bilmiyordun madem neden benimle koşmadın
orada oturup bana taç yapmaya çalıştın"
dudaklarımı düşürüp sustum...

ben de rüyamda;
unutkanlık nehrine giriyordum,
geçmişin geçememesini geçirmeye
çalışıyordu,
iki zebani başımda.
dedin ve sustun.
gözlerimi koca koca açarak
geçmişin geçememesini geçirebildiler mi?
diye sordum.

elindeki üzümlerden iki tanesini ağzıma atarak,
sonra papatya tarlasına taç yapmaya geldim motorumla
unuttun mu? dedin ve öptün dudaklarımdan...

battaniye,gıdıklama ve öpücük
üçgeninde yaşadık,
bir kaç yüzyıl...

merdivenlerden bir çırpıda indik
elele,
ayaklarımız birbirine dolaşarak
acelenin belki de ecel'e'sin de...

nereye gidiyoruz diye
sordum kahkahalar atarken...

bilmiyorum dedin,
yüzüme hasret
bir iç çekişle birlikte;
gülümseyerek...

takmayalım kasklarımızı bu kez dedin
takmayalım dedim...

döndün yüzünü...
dudakların dudaklarıma dokundu..
döküldü,
gökkuşağının altına altınlar...

sarı bir kamyonun,
asfalttaki lastik izlerinde
seyrediyor aşkımızı,
ilk yardım bildiğini sanan
yurdum insanları...

rüzgarın uçurduğu beyaz papatyalar,
kırmızı saçlarımla kapanan yüzümüzün
etrafında...

iki zebani başımızda;
giriyoruz unutkanlık nehrine,
geçmişin geçememesini geçirmeye...

Hiç yorum yok: