15 Kas 2007

lonely day

günler geçip gidiyor bize ne kalıyor?
ne kadar çok şey değişiyor hayatlarımızda..
bir gün yanımızda olanlar diğer gün olmuyor..
hayat bu mu?
sonuna kadar sadece kendin ve o mu geliyor?
düşler düşermiş düşten...
ellerim bağlı..
her yanım iş güç olmuş..
sıkıcı...
tek eğlenceli şey alışveriş yapmak..
bu yoklukta dün gittim yine 100ytl'ye yakın alışveriş yaptım..salaklık mı?bilemiiicemm..
yorgunum...
kimselerin olmadığı ıssız bir adaya gitmek istiyorum..
elim kolum bağlı..
kontumu çok seviyorum..
beni burda tek terketmeyen kişi...
ahhh ahhh..

17 Eyl 2007

saçMALaK

şimdi diyorum..
dışarı çıksam..
deli gibi bağırmaya başlasam
AAAAaaaaAAaaaAAaaAAaAAaaA diye..
nasıl böyle bir ferahlık kaplardı beni..
çevremdeki insancaların (hani yumuşakça gibi...) ne hale geleceğini düşününce şu an bile gülüorum...
hımm
aslında gayet edebi cümleler sarf etme gayretinde bulunmaktayım fakat halim peh namüsait olduğundan elim tuşlarda gezinirken saçma harf tuşlarına basmakta..
bunun bilincine vardığımdan da kendimi pek utangaç hissediyorum..
ben jack'in safra kesesiyim..iğrenç rezil bir sıvı veren.(safra ismi sanırım :p)
ben jack'in günbatımını seyretme isteğiyim....
ben jack'in karaciğeri olma çabasında bir zavallıyım..
bööööööö
.....
hadi saçmalak oldum yine.
aslında gerçekten ben edebi bir şeyler yazmaya çalışacaktım ya...
yine cıvıdım..
neyse...
kısmet değilmiş..

nefretim kederimden

BU SON OLSUN
YÜREĞİM HUZUR BULSUN
DAHA FAZLA
NEFRET EDEMEM KENDİMDEN...

YARINLARI ÖLDÜRDÜM...
NEFRETİM KEDERİMDEN.....


düşler düşermiş düşten

ıssız bir sokaktan geçiyorum..
içimde endişeler,hüzünler,yıpranmışlıklar..
karanlık..
üşüyorum..ama ateşim var...
gözlerini arıyorum her yerde..
yalvarırcasına..
bul beni ne olur dercesine..
bul beni ve al içine..
küf kokulu ıssız bir sokak...
yoksun..yokum..
gözlerin çıkıyor karşıma..
gel diyor..ısınıcaz beraber...
tüm günahlarımızdan arınıcaz..
gel bul beni...
her yerde seni arıyorum..
ya bulamazsam korkusu içimde..
ya ayağım takılır..siyah pis bir mazgalın içinde boğulursam diye..
ödüm kopuyor..bana bişey olmasından değil..
sana ulaşmadan bana bişey olmasından..ödüm kopuyor..
ve bir köşe başında..sokak lambasından yansıyan ışığın altında buluyorum seni..
uzaktasın..hayalsin belki ama buluyorum..
küf kokulu karanlık sokağa yağmur yağmaya başlıyor..
sefil çaresiz acınası halime geri dönüp olduğum yere çöküyorum..
içimde, o siyah pis mazgala yağmur damlalarıyla gitme isteği..
ağlıyorum...korkuyorum... korktuğuma ağlıyorum..ağladığıma korkuyorum..
bileklerimde geçmeyen bir yaşanmışlığın yansımaları..
ince bir çizgi...geçmişin gölgesi..açılmış et parçasına bakıp yalıyorum kanı...
gözlerin düşüyor gözlerime..
içimde bir his..
sana ulaşmamalıyım..
gelsene üşümüyor musun?diyorsun..
kendine bile yabancı sesin..
yavaşça kalkıyorum yerden..su içindeyim..
ellerini uzatıyorsun...
yavaşça sokak lambasının ışığında gölgem ve ben hayat bulmak için yürüyoruz..
yaklaşıyorum..
yavaşça..
korkuyorum..
yaladığım kanlar,dökülüyor gözlerimden..
uzattığın ellerine düşüyor damlalar..
ellerimi uzatıyorum...
küf kokulu umutların tükendiği karanlık dar ve ıssız sokakta..
yağmur hızlanıyor...
hiç durmayacakmış gibi..
ellerim parçalanıyor ellerime dokunduğunda..
parçalanıyorum..
gözlerin gözlerimde ağlıyorsun..
ya da ben yağmur damlalarını yaş sanıyorum..
ya da ağlamanı istiyorum..

23 Ağu 2007

cehennemden akan nehir,unutkanlık nehri..Lethe!...Lethe'm..cehennemden akan nehrim.. unutkanlığım..

Lethe,
Yok eden sıvından ver içmek için bana
Ve boş ve güçlü unutkanlığın tatlı merhemini ve lütfunu ödünç ver bana;
Yakın tut beni.
Gökyüzünden hızla ayrılırken,
Gece boyunca hızla ayrılırken
Çöz yıldızları.
Sen, kılıcım ve ipim olduğun için
benim lethe’msin.
Kobalt akımlarında
Yanan anıları delmek, parçalamak için
Kalbime saldırdın sen.
Beni tekrar öldürmek için
Pençe gibi parmaklarınla
Acının keskin bıçak darbeleri içinde
Damarlarımı temizle.
Çal beni, al beni ve yükle beni yine!
Yandığım ve titrediğim için her hareketinle yak beni.
Böylece temizlendim bir projektörle.
Boş ve güçlü unutkanlığın tatlı merhemi ve lütfuyla
Öpülmüş
Yeniden işlenmiş ve yenilenmiş görünüyorum.
Lethe,
Benim tek arkadaşım ve rehberim!
Yakın tut beni
Senin parmaklarınla boğulurken,
Senin aşkınla boğulurken
Nefret ettiğim yaşam sen olduğun için
benim lethe’msin.
Gözlerimdeki alevlerle ve üstümdeki okyanusla
Tutkulu özlemlerde sürükle beni!
Ve bana sensiz yaşayabileceğim
bir hayat bağışla.....

22 Ağu 2007

lafıgüzaf..

bilinçli olduğunu sanıp bilinçsizlik içinde boğulmak..ne zavallıca..
sonsuz olmak istiyorum..
ellerimde can çekişen ölmeye yüz tutmuş sözcükler..
yokluğunda sarp bir yamaçtan düşüyorum..düştüğümü hissediyorum..elim kolum çarpıyor sağa sola..kanıyor gözlerim..
kusmak istiyorum bana önceden yaşanılmış ve sunulmuş binlerce hayatımı..
ah Tanrım...ne olurdu bu oyunda biz olmasaydık...
ne olurdu..bu kadar bağışlayıcı olmasaydın...günahlarımızdan ders alıp tekrarlamazdık belki..
yaldızlarımı başkalarına bulaştırmak adına..iyilik adına..saflık adına..bu kadar sefil ve acınası olmazdım belki..
hangi cehennemdeyim..senin yarattığın mı? benim yarattığım mı?
yok oluş mu bu?
var oluş mu?
kaybettiğin anda kazandığının farkına varmak ne kadarda kutsal..
ruhum içimde mi?
iyi niyetli,bozulmaya elverişli,küçük,sevimli,tatlı kız nerde içimde ki...?
neden sadece "o" olduğunda ben ben oluyorum...?
neden içimde bitmek bilmeyen bir sızlama var..
ruhum can mı çekiyor ya da ben mi çekişsin istiyorum..
acı güç verir...
hayat...
hep böyle sersefil geçmek zorunda mı?
kazandırdıkları ve kaybettirdikleri...hep bunun ayrımını yapmak zorunda mıyız?
lafıgüzaf..bunlar mı olacak hep aklımın bir yerinde..
saçma mı?
hadi ordan!!!

21 Ağu 2007

...

''demek ayırt edebileceğini sanıyorsun cehennemi cennetten, mavi gökleri acıdan. ayırt edebilir misin yeşil bir tarlayı soğuk çelik raylardan? gülüşü bir peçeden? ayırt edebileceğini mi sanıyorsun? ve kahramanların yerine hayaletleri koymaya mı zorladılar seni? sıcak küllerin yerine ağaçları? sıcak havanın yerine serin bir meltemi? donuk rahatlık yerine değişimi? ve savaştaki bir harekete katılmayı, değiştin mi kafesteki liderlik rolüne nasıl isterdim, nasıl isterdim burada olmanı. biz yalnızca iki yitik ruhuz bir akvaryumda yüzen, yıllardır, aynı eski toprakları aşındırarak. ne bulduk ki? aynı eski korkuları keşke burada olsaydın... wish you were here... ''

yıllardır bana bu sözleri söyleyecek birini bekledim.. kırılgan meleğim gittiğinden beri..
ve hayatımı sürdüreceğim kişinin hep bana bu şarkının sözlerini söyleyeceğine inandım..
ve şu an çok tuhafım..ruhum bedenimden çıktı..bir garip..
çok etkilendim...
ah wotka'm ahhh nerden çıktın sen...

Eternal Sunshine of the Spotless Mind

"ne mutlu o suçsuz iffetli kadınlara dünyayı unutan,dünyanın unuttuğu lekesiz zihnin ebedi günışığı!Tüm kullar kabullendi ve hepsi boyun eğmek istiyor.”
Alexander Pope

her ne kadar silmek istersen iste ona aşıksan aklından silemessin diyor filmde..
ve daha bir ton şey..
izlemek lazım...!
:)

20 Ağu 2007

neden onun için nefes alıyorum ve neden ona aşığım...

"""""bu yarasama ilk yazım burdan...onu nasıl bulduğumu hala idrak edemiyorum.. bu şans mı? yoksa kader mi? bilemiyorum.. ama ne olursa olsun!! mutluyum... sokak lambaları vardır gece puslu bir ışık verir ve ben o sahte ışıkta uçarken çarpştım yarasamla.. oda görmüyordu bende... yere düştük.. sersemlik ve şaşkınlık yığıldı üzerimize.. gözümü açtım sonunda.. ve karşımda bana bakıyordu.. içime girdi bütün ruhu o bakışlarıyla.. derimi yüzdü gözlerimi kör etti..titriyordum... kalbime dokundu... o simsiyah kirlenmiş.. lime edilmiş minik kalbimi avucunun içene aldı..korkma dedi sessizce.. yükselmeye başladık.. herşey küçülüp noktalaşmaya başlamıştı.. ve ben en köhne karanlık hücreme attığım maviyi hissetmeye başladım..sadece gökyüzü sadece sen ve ben kalmıştık..birde o parlement mavisi..bıraktım usulca kendimi.. bıraktım geçmişte beni kırbaçlayanları.. zincire vuranları... artık neden diye sormuyordum..Tanrı bana her başlangıcın bir bitişi vardır dedi.. sevgi ebedidir diye fısıldadı.. aynı Tanrın gibi.. ona dedim ki,Tanrım seni sevdiğim gibi onuda sevebilirmiyim! bana sadece şunu söyledi!.. SONSUZLUK inanmaktır.. seni seviyorum yarasam... seni seviyorum....................... """"""

işte bu yüzden beni alıp götürmesinden dolayı her şeyi unutturup yeni başlangıçlar yaptırmasından dolayı,bana inanmasından dolayı,bana güvenmesinden dolayı,sonunun olmayacağını düşünmesinden dolayı....uzar ve gider bu böyle..
Eternal Sunshine of the Spotless Mind'ı izleyin!..
başka sözüm yok...
:)

17 Ağu 2007

buzhane

üşüyorum..
iş yeri..klima..üşümek..üçü bi arada gibi..
uzun bir aradan sonra uyuyabildim..2 ve 4 arasında gidip gelen uyku saatlerim ilk defa 6 saati geçti..
Ama hala yorgunum..beynim çok ama çok yorgun..sinyal veriyor artık..yeterrr diye..
neyse yazarım sonra..

16 Ağu 2007

günah

neyin günah olup olmadığının bilincine varmaya çalışıyorum.

şimdi nereden çıktı bu

bilmem sadece aklıma geldi..

bir merhaba yazısı böyle olmamalıydı..