17 Nis 2010

safra

ucu bitmeye yüz tutmuş bir kalem elindeki...
ne yazsa eksik kalacağını bilmekte;
kareli bir deftere
6 yaşında ezberlediği
a'larla v'leri n'lerle y'leri
bir araya getirip yazmaya çabalarken...
eksik kaldığını bildiği
bir melodi kulağında...
gerçekte duymadığı,
ama duymayı istediğini hissettiği
birinin sesi kulağında..
ne öğrendiyse hepsini unutmaya çalışmakta..
ne buraya ait
ne oraya...
hangi insan ait ki bir yere...
doldurmaya çalışıyor boşluklarını;
ucu bitmeye yüz tutmuş elindeki kalemle
ne hissedeceğini bilemeyerek...
ayakları altında sallanıyor dünya...
ağzını açıyor ve kapatıyor
sesini kaybetmiş sanki,
duyduğu sesler hep başkalarına ait...
tek istediği kendi olmak.
getireceği sonuçları biliyor...
suratına geçirdiği milyon tane maskeden nefret etmekte.
haykırmak istiyor artık,
herkesin haykırmak istediklerini...
bakıpta yüzünü gördüğü her ayna çatlıyor karşısında,
kusuyor tüm yalanlarını...
kimi kandırabilir ki?
sadece kendisini aldattığının farkında,
tıpkı sadece kendisini aldatmayı istediğinin farkında olduğu gibi...
yaptıklarının sonuçlarını kabullenemeyecek kadar çocuk.
herkese rahat bırakın beni ve defolun yanımdan diye bağırabilecek kadar çocuk.
ağzında safra tadı
yatıyor yatağına
o battaniyeden başka sarılacak kimsesi yok yanında...

Hiç yorum yok: