22 Nis 2010

dokun(ma)

Kimsesizliğinin acısını çıkartmaya kararlıydı
O gece,
Oturduğu bar taburesinde
Ağırlaştıkça ağırlaşıyordu…

Yanına yaklaştı adam.

Dokunmak istiyorum sadece dedi…

Sevilmek istiyorum sadece dedi kadın…

Sustu adam.
Uzunca baktı kadının yüzüne,
Dudaklarını aralayıp içine çektiği
Sigara dumanında uzunca süre oyalandı…

Haklısın konuşmaya gerek yok dedi kadın
Adam gülümsedi…

Kadının gözü takıldı adamın sağ yanağındaki gamzeye
Dokunmak istedi gülümseyişine…
Vazgeçti…
Barmene bir tekila daha söyledi...
Son nefesi çekip sigarasını söndürdü.

Adam bir sigara daha uzattı kadına
Sırf dudaklarının tekrar aralandığını görmek için…

Acele etmeden uzandı kadın ateşe doğru
Kırmızıya boyanmış dudaklarını aralayıp
Kırmızıya boyanmış parmak uçlarıyla
Sigarayı dudaklarına götürdü ve yaktı…
Derin bir nefes alıp bıraktı
Tam adamın gamzesine doğru.
Pişman oldu bu yaptığından…
Gelen minicik içkisine uzandı elleri
Bardaktaki tuzu yaladı önce diliyle
Hızlı bir şekilde boşalttı boğazına doğru;
Kaybolma içkisini.
Limonu bastı dudaklarına sonra…
Saniyenin onda biri bir zaman dilimi ayırdı adamın dudakları için…
Hemen kaçırdı sonra gözlerini.

Kadının kafasından geçen bütün düşünceleri
Bildiğine yemin edebilirdi adam.

Çok mu günah gizli o bedende diye sordu kadına
Kadının gözleri büyüdü önce
Sonra küçüldü.
Hafif bir gülümsemeyi çok görmemeliydi bu adama.
Bulaştıracak yaldızım kalmadı dedi kadın.
Adam yine gülümsedi;
Dokunmalı diye düşündü kadın,
Olacakları düşünmeden olmalıların içinde boğularak…

Ellerini uzattı kadının saçlarına doğru
Tekila, bira, tütün ve mandalina kokusunu içine çekti.
Umursamadan dudaklarına götürdü parmaklarını,
O nefesi duymalı, hissetmeliydi
Son nefesmiş gibi.

Mırıltıyla karışık;

Dokunmak istiyorum sadece dedi adam.

Sevilmek istiyorum sadece dedi kadın.

Hiç yorum yok: