15 Nis 2009

anne ben büyüyünce yönetmen olcaam


ben çocukluğum boyunca bu amacı taşımış bir insan değilim ilk olarak bunu söylemem gerekiyor..
Ben hep büyüyünce ne olacaksın sorusuna "tiyatro sanatçısı oluuucaaam" cevabını verdim..
Ama hayat beni öyle yerlere sürükledi ki tiyatro tutkumdan vazgeçtim..Nasıl vazgeçtiğimi anlatmam çok zor aslında..Bir dizi olay ve korkup kaçma diyelim biz buna.. Sahne tutması da diyebiliriz.. Ama içimde bir yerlerde bastırılmış tiyatro sevdası olduğunu söyleyebilirim...
Neyse...Yıllar geçti ve ben üniversite sınavına tekrar tekrar girmenin vermiş olduğu yıkıntıyla radyo televizyon yazdım ve kazandım..Bunda Okan Bayülgen'in payı çok büyük..Çünkü televizyoncu olursam Kanald'ye girip Okan Bayülgen'le çalışabilirdim.. Belki daha sonra kendimi geliştirip bir sinema filminde çalışırdım...Ama hiçbir zaman "yönetmen" olucam ben demedim.
Okuldayken bile montaj en büyük tutkumdu..Nedense yönetmenden daha büyük saygım vardır onlara...Bütün yük üzerlerinde olmayan planlardan plan çıkartma çabaları filan..Herneyse...
Okul bitti ben Kanald'ye şans eseri girdim...
Bebek kızın hayalleri bir nevi gerçek oldu... ve tiyatro yıkıntısının altından kendini yavaşça çıkartmaya başladı..
Gecemi gündüzüme kattım çok ama çok çalıştım..Üç kuruş paraya sabahladım arkadaşlarımı ihmal ettim sevgilimle görüşemedim...Kendimi yıprattım...İnsanlara güvenim azaldı..İstanbul beni çok ama çok yordu...
Yönetmen asistanlığı yaparak geçen 2 yılın ardından...Geçen hafta ve dün iki reklam filmi çektim...
Yönetmen olarak..
Basit promosyon reklamları da olsa o kadar güzel bir duygu ki bu...
Ekibin seni benimsemiş olması...Yıllarını bu işe vermiş insanların arasında; senin junior'lığını bilenlerin arasında aslında...benimsenmiş olmak..Seni sevdiklerini hissetmek..Olmayacak dediğin anlarda halledeceğiz demeleri..Ve bütün her şey bittikten sonra emeğinize elinize sağlık dedikten sonra asıl sizin elinize sağlık yönetmenim demeleri...Paha biçilemez bir şeymiş..
ve montaja girmeden daha o filmin bitmiş halini gözünüzde görmeniz...
ahhh ahh anlatamam...
Bir şey yaratmayı çok seviyorum..Ne kadar basit kolay amaan bu mu denilse de(hatta ben bile desem de:) ...
demem o ki... İçimde tarifi imkansız bir kıpırdanma var...
Evet diyorum bütün çekilen acılar kutsal...Sana sonrasında gelen mutluluğun kıymetini bilmen için bir hatırlatma..
Çok çalıştım çok yıprandım çok üzüldüm çok ağladım çok acı çektim çok parasız kaldım..
Ki hala parasızım ama olsun...Olsun...
değermiş...
belki daha sonra çok ama çok sonra daha çok değecek...
bana katlanan ve bana değer veren..bütün bu yorgunluğuma bütün bu ağlamalarıma benimle katlanan herkese çok ama çok teşekkür ediyorum..Sizi çok seviyorum..
sağolun varolun beni sizler yarattınız ;) kikikikiikikiki

(şuan bunları anahtarım olmadığı için evde mahsur kalıp işe gidemediğim için yazıyorum...bir saat sonra işe gideceğim..
ve beni bekleyen yığınla iş var :( belirtmek istedim sadece)

Hiç yorum yok: