günümün bir anlamı varmış gibi,
gözüm hep saatte.
tik-tak.
tik-tak.
ne kadar daha zorlayabilirim kendimi?
ne kadar daha varmışsın gibi yapabilirim?
ellerime tutuşturup gittiğin nergislerin kokusu tüm odayı dolduruyor.
derin derin nefesler alıp veriyorum,
araya kokun karışmıştır diye...
biliyorum;
çırpınışlarımın,
yersiz
zamansız
yetersiz
olduğunu...
ne demem gerekiyor,
ne yapmam gerekiyor..
biz o treni bir kere kaçırdık
ellerimden kurtuldu ellerin
bir kez daha.
Duruyorum...
öyle sessizce,
duruyorum...
susuyorsun...
susmaya o kadar çok anlam yüklüyorsun ki,
eziliyorum altında susuşlarının.
ağzımı açmaya çalışsam da tek kelime çıkmıyor;
görüyorsun ve gözlerini kapatıyorsun.
özlemek;
bir virüs gibi yayılıyor vücudumda.
dökülüyor her yanım,
kırılıyor.
sanırım öleceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder